Hayat ne garip değil mi? 2 sene önce ve bugünden 2 gün sonraki anda, yaşamın kıyısından bu noktaya ne kadar da çabuk geldim....
Zaman ne kadar hızla akıp gidiyor ve neleri beraberinde getiriyor....
Hep böyle güzelliklerle gelsin olur mu, lütfen:))
Perşembe, Ekim 22, 2009
Perşembe, Ekim 15, 2009
Sayılı gün çabuk geçermiş.... Geçmesin
Bu haftasonu güzel birşeyler yapmak lazım.
Sabah makul derecede geç bir saatte uyanmak, mis gibi demli bir çay eşliğinde kızarmış hellimli uzuuuuun bir kahvaltı etmek, haftasonu gazetelerini önce eklerinden başlayarak dip bucak çayın son bardakları eşliğinde okumak....
Belki ardından açık havada bir yürüyüş, yeni başlayan oyunlardan ye da yeni vizyona giren filmlerden birini seyir....
Dinlenmeli, yenilenmeli, gelecek günler için planlar yapmalı, 1 Ocak 2009 için şimdiden hazırlanmalıyım....
Sabah makul derecede geç bir saatte uyanmak, mis gibi demli bir çay eşliğinde kızarmış hellimli uzuuuuun bir kahvaltı etmek, haftasonu gazetelerini önce eklerinden başlayarak dip bucak çayın son bardakları eşliğinde okumak....
Belki ardından açık havada bir yürüyüş, yeni başlayan oyunlardan ye da yeni vizyona giren filmlerden birini seyir....
Dinlenmeli, yenilenmeli, gelecek günler için planlar yapmalı, 1 Ocak 2009 için şimdiden hazırlanmalıyım....
Çarşamba, Ekim 14, 2009
Zürefa...Zürafa??
Komik misin??:))....
Çok güzelsin:))
"TDK BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü'ne göre;
Zürafa İng. giraffe
(Giraffa camelopardalis) Çift-parmaklılar (Artiodactyia) takımının zürafagiller (Giraffidae) familyasından bir memeli türü.Uzunluğu 225, kuyruğu 110 cm. Başının yüksekliği 5-6 m. Dört ayaklı hayvanların en uzunudur. Boynu çok uzundur. Ön bacakları art bacaklarından daha uzundur. Açık kahverengi ya da sarımsı olup kırmızı-kahverengi büyük lekeleri vardır. Afrikada yaşar."
(Giraffa camelopardalis) Çift-parmaklılar (Artiodactyia) takımının zürafagiller (Giraffidae) familyasından bir memeli türü.Uzunluğu 225, kuyruğu 110 cm. Başının yüksekliği 5-6 m. Dört ayaklı hayvanların en uzunudur. Boynu çok uzundur. Ön bacakları art bacaklarından daha uzundur. Açık kahverengi ya da sarımsı olup kırmızı-kahverengi büyük lekeleri vardır. Afrikada yaşar."
Evet belki minik değildir, ama şu ahliyle de çok ama çok sevimlidir. Ve adı "Zürafa"dır, zürefa değildir!
Evsel mevzular
Şu anda bir yandan Yaprak Dökümünde Leyla'nın 538. kere Oğuzla ayrılıp barışmasını ve Ferhunde'nin sıkıcı aile hayatını izlerken aslında tek istediğim biraz ondan biraz bundan bahsetmek. İşten eve dönmüşüm, ev zaten Miço tüyü dolu (Bu arada Miço ile henüz tanışmamış olsanızda ileride sizi bayana kadar bundan bahsedeceğime emin olabilirsiniz). Neyse ne diyorduk, işten döndüm, evi Miço tüyünden arındırma ve yeni elektrik süpürgemi kullanma hayalleri ile kapıya gelmişken uzun zamandır boş olan üst katımıza 3 adet erkek üniversite öğrencisinin taşındığını görmemle ne yalan söyliyim bir kısım hevesim içime kaçtı yani.
Tamam cinsiyet ayrımcısı değilim, öğrenci milletine de kıl değilim, hatta severim yani. Şunun şurasında hepi topu 3 ay öncesine kadar onlardan birisi gibi bekar hayatı yaşıyordum. Ama yani tepemde de 3 tane izbandut gibi adamın koşuşturup gürültü etmesi fikri de pek hoş değil. Haksız mıyım? Tabi ki değilim.... Neyse ama şimdilik biraz televizyon gürültüsü dışında pek bir numaraları yok. Umarım da olmaz, vallahi tersim pistir. Bilen bilir....
Kapalı havanın verdiği miskinlik ve bahsi geçen süpriz tabi ki temizlik hevesimi köreltemedi sevgili okuyucu. Kaptığım gibi elektrik süpürgemi, tır tır başladım pofuduk halılarımı tozdan kirden ve köpüş tüylerinden arındırmaya.
Bu arada yanda resmini gördüğünüz süper mavi renkli süpürgemi iki gün önce annemler hediye olarak aldılar. Mincik ama cüssesine göre süper bir performansı var. 2000 W çekiş gücü 360 W emiş gücü, Hepa filtre, petbrush gibi 500-600 TL lik elektrikli süpürgelerde olan özelliklerin hepsi var bu "minik" süpürgede. Tık tık nazar değmesin. Ve kendisi 170 TL ye satılıyor Teknosa'da. İhtiyacı olanlara duyrulur. Ayrıca rengine tav olmamak da elde değil bence....
Yağmurla mutluyum
Bildiğimiz yağmur canım.... Hani şu insanı sırılsıklam eden, hatta donuna kadar ıslatan cinsinden:) Seviyorum napiyim.
Karanlık sonbahar günlerini, cama vura vura yağan yağmuru, yağmurluğumu üzerime geçirip yürüyüşe çıkmayı, hepsini seviyorum. Serin sonbaharları, uzun geçen yazdan sonra sabah uyandığında yatağın içinde ürpermeyi, dışarıda yağmur yağarken sıcacık bir bardak bol sütlü nescafe hazırlayıp birşeyler okumayı.... Seviyorum napiyim....
Ankara karanlık bir güne uyandı bu sabah.
İyi de oldu, yalnızca ıslanan toprak ve doğa değil bir kış çocuğu olan ben de onlarla beraber nefes aldım....
Not: Yağmur kötü şeylere sebep olmasın:(
Mutulu kız fotosu için tıkıtık; http://www.deviantart.com/deviation/90232907/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
